Mohamed Bzeek, gerçekten olağanüstü bir koruyucu baba ve hayırseverdir; hayatının 30 yılı aşkın bir süresini, sistem tarafından sıklıkla göz ardı edilen ölümcül hastalıklara yakalanmış çocuklara bakmaya adamıştır. 1970’lerde Libya’dan mühendislik okumak için göç eden Bzeek, 1997’de ABD vatandaşı oldu ve 1995 yılında merhum eşiyle birlikte koruyucu aile yolculuğuna başladı. O zamandan beri, Los Angeles’taki evini 80’den fazla çocuğa açarak, son günlerinde onlara sevgi, teselli ve istikrar sağladı.

Bzeek, sıklıkla geride bırakılan çocuklara odaklanıyor; ölümcül hastalıklarla veya engellilikle karşı karşıya olan, genellikle hastaneler veya yetimhaneler arasında gidip gelen çocuklara. Misyonu basit ama derin: Bu çocuklara bir aile, güvenli bir alan ve koşulsuz bakım sağlamak. Evrensel insanlık felsefesini somutlaştırarak, “Bize ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için elimizi uzatmalıyız. Milliyet, din, ülke fark etmez,” diyor.

Kendi 19 yaşındaki oğlunun nadir görülen cücelik ve kırılgan kemik hastalığı gibi rahatsızlıklarına bakmak da dahil olmak üzere, büyük kişisel zorluklara rağmen, Bzeek sarsılmaz bir özveriyle çalışmalarına devam ediyor. Eşini kaybettikten sonra bile, zamanları yürek burkan bir şekilde kısa olan çocuklara sevgi ve teselli sunmakta kararlı kaldı. Evi, kişisel olmayan kurumsal bakım yerine aile hayatının sıcaklığını ve bağını sunan bir sığınak haline geldi.

Bzeek’in etkisi bireysel ailelerin çok ötesine uzanıyor. Merhameti sayısız çocuğun hayatına dokundu ve dünyaya empati, direnç ve insanlık sevgisinin derin gücünü öğretti. On yıllarca süren özverili adanmışlığıyla, sevgi, sabır ve onurun en zor koşulları bile dönüştürebileceğini gösterdi.

Mohamed Bzeek’in mirası, hizmet dolu bir yaşam sürmenin ne anlama geldiğinin parlak bir örneğidir. Evinde, ölümcül hastalıkla karşı karşıya kalan çocuklar asla yalnız değiller; az kişinin hayal edebileceği bir derinlikte görülüyor, seviliyor ve bakılıyorlar. Onun hikayesi bize, bir kişinin cesareti ve merhametinin hayatları değiştirebileceğini ve insanlık üzerinde kalıcı bir iz bırakabileceğini hatırlatıyor.