Aşkın bu kadar koşullu olacağını hiç düşünmemiştim. Kız kardeşim Rachel ve kocası Jason bana taşıyıcı anne olmamı istediklerinde hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Rachel birkaç düşük yapmıştı ve ona sonunda kendi çocuğunu kucağına alma şansı vermek istiyordum. Hamilelik boyunca Rachel her adımda yer aldı; kreşi boyadı, randevulara katıldı ve bebeğiyle tanışacağı günü hayal etti. Kendi çocuklarım da heyecanlıydı ve çoktan sevdikleri kuzenlerini karşılamaya hazırdılar.

O gün sonunda geldi. Saatler süren doğum sancılarının ardından bebeği kollarımda tuttum; koyu bukleleri ve minik yumruklarıyla mükemmel, minik bir kız. Ama Rachel ve Jason’ın yüzlerinde görmeyi beklediğim sevinç hiç gelmedi. Bunun yerine, dehşet içinde baktılar ve Rachel fısıldayarak, “Bu beklediğimiz bebek değil. İstemiyoruz.” dedi. Jason odadan çıktı ve bizi şaşkına çevirdi. Erkek bebek ummuşlardı ama bebeğin cinsiyeti planlarını altüst etti. Öfke, kalp kırıklığı ve inanmazlık duygularını aynı anda hissettim ve bu masum çocuğun reddedilmesine izin vermedim.

Onu almalarına izin vermedim. Kocam Luke ve ben, başkalarının ne düşündüğüne bakmaksızın sevgi ve ilgiyi hak ettiğini bilerek onu koruma kararı aldık. Sonraki günlerde oğullarım ona kahkaha, ilgi ve şefkatle yaklaşan sadık ağabeyleri oldular. Sevgi, neşe ve güven dolu bir evde büyümesini izledik; bu da ailenin beklentilerle değil, kalbini size açan insanlarla tanımlandığını kanıtladı.
Sonunda Rachel, değişmiş ve pişman bir şekilde geri döndü. Önyargılarını ve korkularını bırakmış ve yaptığı hatanın boyutunu anlamıştı. Rehberlik istedi ve kızının hak ettiği anne olmayı öğrenmeye hazırdı. Birlikte ebeveynliğin zorluklarının üstesinden geldik ve Rachel, Kelly’nin hayatındaki yerini yavaş yavaş buldu ve onu bir zamanlar sakladığı tüm sevgiyle kucakladı.

Sonunda Kelly, taşıyıcı annelikle doğan sıradan bir çocuktan çok daha fazlası oldu. Ailenin koşullara değil, sevgiye dayalı olduğunu ve bazen kalbin her türlü plandan veya beklentiden daha iyisini bildiğini bana hatırlatan bir kişi oldu. Onu, onu seven çocuklarla ve koşulsuz sevmeyi öğrenen bir kız kardeşle çevrili bir şekilde gelişirken izlemek, gerçek mucizenin sadece doğumu olmadığını, sonunda yuvasını bulan sevgi olduğunu anlamamı sağladı.