Arjantin’de, iki buçuk ay erken ve sadece 450 gram ağırlığında doğan Luz Milagros Veron adlı bebeğin doğumuyla gerçek bir mucize gerçekleşti. Perrando Hastanesi’ndeki doktorlar, bebeğin ölü doğduğunu ilan ederek ölüm belgesi düzenlediler ve morg için bir tabuta koydular. Minik bedeni 12 uzun saat boyunca soğukta, tamamen sessiz bir şekilde yattı; en azından herkes öyle sanıyordu.
O gece, annesi Analia Veron son bir kez bakmakta ısrar etti. Kızının eline dokunduğunda, en ufak bir hareket hissetti ve ardından küçük bir çığlık duydu. Luz Milagros hayattaydı. Babası Fabian ve ailesi onu hızla yoğun bakıma aldı ve o andan itibaren yaşam mücadelesi başladı. “Işık ve Mucizeler” anlamına gelen “Luz Milagros” ismi, mucizevi bir şekilde hayatta kalmasının yarattığı hayranlığı yansıtıyordu.
O günden beri Luz Milagros, sürekli mücadelelerle karşı karşıya kaldı. Kısa süre önce akciğer kanaması nedeniyle kalbi durunca ciddi bir darbe aldı ve acil müdahale gerektirdi. Yine de bu minik savaşçı, annesinin sütünü içerek direncini göstermeye devam ediyor ve bu da umut ve yavaş iyileşme sinyalleri veriyor. Her nefes, her yudum, inanılmaz yaşama azminin bir kanıtı.
Olay, Perrando Hastanesi’nde kapsamlı bir soruşturma başlattı. Doğumunda görevli sağlık personeli görevden alındı ve yetkililer, morgda 12 saat nasıl hayatta kaldığına dair hiçbir açıklamaları olmadığını itiraf etti. Hikaye, hem hayatın mucizesini hem de neredeyse hayatta kalmasına mal olan başarısızlıkları vurgulayarak dünya çapında kalpleri fethetti.
Tüm bunlar boyunca ailesi minnettarlığa ve umuda odaklanıyor. Luz Milagros, direnci, inancı ve mucizelerin gücünü temsil ediyor. Bu dünyadaki minik varlığı, bize en soğuk ve en karanlık anlarda bile hayatın galip gelebileceğini ve bazen en olağanüstü gücün en küçük ve en kırılgan formlarda ortaya çıkabileceğini hatırlatıyor.